Köpek zeytin yer mi demeyin, yer… Ben yerim… Hatta çok severim… Hele bol buldum mu, yağıyla kuyruğumu bile parlatırım…
Bu nedenle Orhangazi Ticaret ve Sanayi Odası’nın düzenlediği ‘Zeytinciliğin Bugünü ve Geleceği’ konulu panele hevesle giderek ön sıralarda yerimi aldım…
Ben not alırken yanımda oturan üreticinin benden zeytincilik sırlarını kopyalamaya çalıştığını gördüm… Patimle notlarımı kapattım…
Salonda estirdiğim hava 1000 dönüm arazi, 150-200 bin ağaç sahibi zeytin tüccarı havasıydı… Orhangazi-Bursa sınırına kadar sürdü…
Çaya indim oturmam, elim suya batırmam
Kendisi bir mermeci olan OTSO Başkanı Ergün Efendioğlu açılış konuşmasını yaparken her zamanki sempatik, içten ve kibar tavrıyla ‘Zeytinci değilim ama bölgedeki üreticilerin sorunlarını önemsiyorum’ mealinde birkaç söz söyledi. Alkış aldı. Toplantının ilerleyen saatlerinde heyecana gelen zeytin üreticileri Ergün Efendioğlu ’nu tenzih ederek zeytinliklerin sanayiler ve ocaklar tarafından talan edildiğini ifade etti. OTSO Başkanı içinde “ocak, maden, mermer, sanayi” kelimelerinin geçeceği cümleleri yakalayabilmek için toplantı boyunca koltuğunun ucunda Google arama çubuğu gibi oturdu. Ancak bu konuda bir vukuat olmadı. Salonda barış havası hakimdi.
Zeytin toplamada farklı teknikler
Toplantı sonundaki kokteylde Antakya’dan ayağının tozuyla Orhangazi’ye gelen modern Evliya Çelebi Rüştü Bozkurt , “Antakya’da çok yoruldum… Ama yemekten…” dedi ve güldü. Beklemediğim bir espriydi. Aynı masada bulunan Orhangazi Belediye Başkanı İsmail Tartar, yanında sakince yemeğini yiyen Marmarabirlik Entegre Tesisler Müdürü Ertuğrul Doğanalp’e zeytin toplama ile ilgili yeni dönem projelerinden bahsetti:
“Bir belgeselde gördüm. Maymunları eğitmişler. Ağaçlara salıyorlar. Zeytinleri toplatıyorlar. Onlar da böyle (burada beden diliyle anlatım var) pıtır pıtır topluyor. Silkelemeyle, sopayla olacak iş değil.”
Bence karkas etten sonra maymun ithalatına da başlayalım. Benim önerim Hylobatidae (Gibbonlar) familyasından olan küçük başlı ve yuvarlak yapılı maymunların ithal edilmesi yönündedir. Az yer kaplar, çok sayıda ithal edilir. Ağaçlarda çok hızlı hareket edebilir, bağırırlarken göğüslerinde bir kese şişermiş. Bağırtmazsak sorun olmaz kanısındayım, hızlı olsun yeter. Açarız bir sertifikalı kurs… Kalifiye elemana her daim ihtiyaç var… Ayrıca maymun maymunun dilinden iyi anlayacağı için halk arasında ‘maymun surat ya da takoz’ tabir edilen şekil bozukluğu gösteren ağaçlarda da bir düzelme gözlenebilir. Ben başkanı destekliyorum…
Velhasıl bulunduğum masada bir şey vardı zaar… Ne yenilip içildiyse… Diyaloglar ilginçti...
Kalamataya niyet, sirkeli çiziğe kısmet
UZZK Başkanı Dr. Mustafa Tan’ın söyledikleri bir başka yazı mevzuu olacaktır… Yazı padişah fermanı boyutuna gelmeden bir konuyu daha aydınlatmak istiyorum. Şöyle ki; siz bir şey yapmaya niyetlenirsiniz, ortaya başka bir şey çıkar… Siz, ‘niyet neydi, akıbet ne oldu?’ şarkısını mırıldanırken, ortaya çıkan faydalı bir şeyse icat adını alıverir. İcat tesadüfî midir, bilinmez… Ama lastikten kolaya kadar bugün kullanılan, tüketilen pek çok şeyin asıl ulaşılmak istenen sonuç dışında ortaya çıktığı görülür… Kalamata çalışmaları esnasında ortaya çıkan Marmarabirlik’in sirkeli çizik zeytini de bence yüzyılın önemli icatlarındandır. ‘Hadi, sirkeli çizik yapalım’ denilerek uğraşılsaydı ortaya ne çıkacaktı acaba… Toplantı sonunda Ertuğrul Doğanalp’ten öğrendiğim en eğlenceli bilgiydi…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder