23 Aralık 2010 Perşembe

"Hamdolsun" İnegöl mobilyadan ibarettir, mobilya da ağaçtan…

Kişi refikinden azar sözü boşuna değildir. Ali Kaptan gibi seyrüsefere, hırçın denizlere alışmış bünyelerin karada asabi, çekilmez biri olması gibi kişi en çok neyle muhatap ise zamanla ondan bazı özellikler sızdırır bünyesine. Muhatap olunan şey bir nesne de olabilir. Nesnenin enerjisi, ister inanın, ister inanmayın, insanın bünyesine tesir ederek bir takım huy suy değişikliğine yol açabilir. Sonra da şaşılır; “Bu böyle değildi, ne oldu da değişti” diye. Şaşmamak gerekir. Kişiler meslekleri seçerken bir süre sonra meslekler kişilikleri şekillendirmeye başlar. Ziyanı yoktur. Maksat mesafeyi koruyabilmek, kendini kaptırmamaktır. Velhasıl insan hayatının her evresinde bir tür odundur… Zaman içinde yontulur, işlenir… Budanma ve yontulma işlemine çoğu insan istekle girer… Kimine de dışarıdan müdahale gerekir. Müdahale edilemeyen olduğu gibi kalır…

Kobi’yi aramaya ilçelerde devam ettiğimi kaydetmiştim daha önce. Geçtiğimiz günlerde de köftesi ve mobilyasıyla isim yapmış güzide ilçemiz İnegöl’deydim. Ben de köftecilerden ziyade mobilyacıları gezerek yukarıdaki tezimi oluşturdum.
41 ilden daha büyük olan, her yıl dış ticaret fazlası vermeyi başaran bir ilçe olarak İnegöl köftenin yanı sıra mobilyada da önemli bir yere sahiptir. Son dönemde vizelerin kalkması, sınırların açılması, “hükümetimizin” komşularıyla “0” problem politikası sayesinde ‘hamdolsun’ yeni pazarlarda ihracat gittikçe artmaktadır. ‘İnşallah’ Pensilvanya’dan gelen selam ve dualarla daha da iyi olacaktır… Bunda tabii İnegöl mobilyacısının “hanımları gönülden selamlamasının” etkisi büyüktür…

Yine de İnegöl mobilyasının halk arasındaki “olumsuz” imajının silinmesi, marka değerinin yeniden kazandırılması, kalite bilincinin içselleştirilmesi için bazı önlemler alınması şarttır… Zira, 2 bin 500’den fazla olduğu söylenen mobilya üreticisi içinde bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az markalaşma yolunda ilerleyen firma bulunmaktadır. Zaten bunun için ilçede bir araya gelen mobilyacılar “Mobilya tanıtım Grubu” oluşturmuştur… Ancak estirilmeye çalışılan rüzgar “Fındık Tanıtım Grubu”nun başarısını bırakın geçmeyi, sallamamıştır bile… Bazı markaların kendi tanıtımları hariç tutulacak olursa ilçede sektörün gelişimi adına atılan adımlar Yenişehir’e dahi varamamıştır… En basitinden Bursa’dan duyulmamış, çalan kendine müslüman çıkmıştır...

Burada dikkat edilmesi gereken husus bence şu kelimede gizlidir:

“Kibir”

Şeytan'a ait bir özellik olan kibir, onun Hz. Adem'e secde etmesini engellemiştir. Hz. Musa'nın delilleri karşısında Firavun inkâr etmiştir. Hz. Nuh oğluna vasiyet ederken “İki şeyden seni menederim, biri şirk diğeri kibirdir” demiştir.

Eyvallah…

2 yorum:

  1. Güzel olmuş. Meslekler ve insan üzerindeki etkileri de teşbih ve ironiyle bu kadar güzel anlatılır. Sadelik de çok iyi. Ben bu yazıyı çok beğendim. Yazı kadar iyi yorum yapamıyorum. İnegölle ilgili de birşeyler söylemek isterdim ama gayet güzel gözlemlemişsin Bobi. Renksiz üç boyutlu görmek ve iyi koku almak güzel özellikler ;)

    YanıtlaSil
  2. en evvela eğitim daha sonra da reklam şart....

    YanıtlaSil