17 Aralık 2010 Cuma

Zeze’yi görmeye gittim…

Zeze’yi görmeye gittim…

Gelin dedi, gittik…

Zeze Türkiye’nin en büyüklerindendir. Hem okur, hem dokur…

Kimi korkar Zeze’den, kimi ‘babadır’ der…

Kimi onu gördüğünde makineler arasında eğrilip iplik olmak, yok olmak, toz olmak, görünmez olmak ister… Kimi ‘aş evi yapan, engelliler okulunun bitirilmesi için destek çıkan bir iyilik timsalidir’ der…

Zeze Bademli bir saksıda oturur… Ama konuştuğunda Ahmed Arif’in dediği gibi;

“Bakmayın saksıda boy verdiğine / Kökü Altındağ'da, İncesu'dadır” gibi bir havası da vardır…

Dedim ya çağırdı, gittik, diye…

Zeze öyle her zaman herkesi çağırmaz… Düşündüm ki, mevzu derin…

Zeze dertlenmiş…

Baktım yanında Kingston Livingston III ile Sayıların Kontu da bulunuyor.

Eh, mevzu epey bir derin, dedim…

Zeze sustu, sustu… Sonunda patladı…


“Türkiye'yi yönetenler haksız rekabeti önlemek zorundadır” dedi.

Kafa salladım, onayladım…
Kingston Livingston III ile Sayıların Kontu yere baktı…


Onlar da iç geçirdi…

Zeze devam etti; “Bizde şu anda işçilik bin 600 dolar giydirilmiş olarak. Bugün 30, 50, 100 dolara işçilik var Çin'de, Hindistan'da. Oradaki işçinin karşısında, burada sanayicimizin makineleri çalıştırıp da o işçiye iş verme imkanı ortadan kalkıyor. O yüzden sanayici kendisi için istemiyor korumacılığı, Türkiye'deki işsiz sayısının düşmesini istiyor. İşçiyi işsiz bırakmamak için biz istiyoruz. Bugün bütün dünyanın parası yüksek faiz var diye Türkiye'ye geliyor. Biz makineye para yatırıyoruz. Niye? Ülkemizi sevdiğimiz için işçimize iş bulalım diye. Paramızı harcıyoruz, artı borçlanıyoruz. Sanayini ve tarımını haksız rekabete karşı koruyacaksın. Hayvancılığa bakılmadı, ne oldu? Hayvan ithal etmeye başladık mı? Bugün Avrupa ülkelerinde dahi destek veriliyor. Devlet, sınırlarını koruyorsa haksız rekabeti de engelleyecek.”

Dedim, Zeze nasıl olacak?

Olmalı, dedi… Yoksa ne biz, ne de çalışanlar olacak…

Sana da görev düşüyor, dedi…

Başımı eğdim…

Zeze bir görev verdiyse sorgulanmaz, diye düşündüm…

Konuşması bitti, ben de kuyruğumu kaşkol yapıp kendimi Bursa OSB yollarına attım…

1 yorum: