12 Aralık 2012 Çarşamba

Bursa'da Moğol 'istilası'...


"Geldiler, yaktılar, yıktılar ve çekip gittiler” demiş bir tarihçi…


İskender Pala’nın son kitabı ‘Od’da da Moğol istilasından bahsedilir.

Benim tanıdığım yegane Moğollar Cahit Berkay, Taner Öngür ve Engin Yörükoğlu’dur. Onlar da Moğol değildir.

Cahit Berkayla Engin Yörükoğlu’nu az zorlasak belki Moğol’a benzer ama arada Taner Öngür sırıtır.

Moğollar denildiğinde aklıma bir de ‘Cengiz Han, Bağdat, eski yazma eserler, rasathane ve vesika’ gibi kelimeler gelir…

Oysa Moğollarla bir ortak yanımız vardır. O da Viyana kapılarından dönmüş olmamızdır…

‘Onlar yordu, biz girdik’ şeklinde bir yorum yapmak isterdim ancak, bizim Avrupa’yı işgalimiz 1961 Anayasası ile birlikte Türk vatandaşlarına seyahat özgürlüğünün temel bir hak olarak tanınması üzerine “konuk işçi” (gastarbeiter) olarak Almanya ile başlar.

'Dede erik yer, torunun dişi kamaşır' derler... Cengiz Han'ın yediği eriklerle gelenleri kamaştırmayalım şimdi...


Velhasıl bu yıl 6’ncısı düzenlenen Dünya Moğol Kongresi Bursa'da başladı. Açılışa gitmedim ama yarınki Ekonomik Formu izlemeyi ve birkaç Moğol görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.
Bugünkü açılışta konuşan Dünya Moğollar Kongresi Başkanı Büyükelçi, Moğolistan Dışişleri Eski Başkanı T.S. Gombosuren, iki ülke arasında ikili ilişkilerin gelişmesi için yararlı çabalar gösterileceğine vurgu yapmış.

"Geçen sene 37 milyon dolarlık bir ticaret hacmine ulaştık. Bu da günden güne artıyor. Moğolistan'daki Türk yatırımcı tutarı 2,2 milyon dolar seviyesine ulaştı. Ayrıca TİKA çok faydalı projeler geliştiriyor. Bu projelerin toplam tutarı ise 27 milyon dolar. Türkiye ve Moğolistan ilişkilerinin daha derine ulaşmasını istiyoruz. Demokratik yollarla birlikte ülkelerimiz ve halklarımız arasında ilişkileri daha da geliştirip bunun meyvelerini ise birlikte toplayalım" demiş.

Ben de dünya gözüyle bir Moğol görmeden yorum yapmak istemiyor ve hakkımı yarına saklıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder