Bursa Sanayici ve İşadamları Derneği (BUSİAD) 2012 değerlendirmesi ve 2013 beklentilerini basın mensuplarıyla paylaştı. BUSİAD Evi’nde düzenlenen toplantı TEB-BNP Paribas WTA Championships’in Ekim ayında İstanbul’da yapılan finaline damgasını vuran Maria Sharapova – Serena Williams maçını aratmadı.
Stratejik bir nokta olması açısından tam orta yere oturdum. Sağımda Williams – solumda inleyen nameleriyle Sharapova… Maç boyunca Williams, atalarını ABD’ye getiren gemilere ve beyaz adama duyduğu öfkeyi çıkartırcasına vurdu da vurdu… Sharapova ise tüm içtenliğiyle son yıllarda maçlar dışında oluşan popülaritesini yerden kaldırarak karşıdan gelen toplara hasbelkader karşılık vermeye çalıştı… Gözümde Yeşilçam sahneleri canlandı…
Bir film şeridi halinde düşünecek olursak toplantının başlangıcı ve bitişi arasındaki süreç şu yüz ifadeleriyle özetlenebilir…
Özel sektör kendi ayağına kurşun sıktı
Öte yandan toplantının tarihi tamamen bir falsoydu. Zira bir akşam önce Bursalı basın mensupları Bursagaz’ın geleneksel olarak düzenlediği Basın Bowling Turnuvası’ndaydı… Dolayısıyla sabahki toplantıya labut devirme konusunda idmanlı bir şekilde gelen basın camiası akşamki hezimetlerinin intikamını aldı.
Vurmakta çok da haksız sayılmazlardı zira…
2013’te yatırım yapılması cazip olacak ülkelerin içerisinde Türkiye’nin olmaması gazetecileri içlendirdiğinden “Raporu hazırlarken Türkiye’yi yatırım yapılabilecek ülkeler arasında görmediniz mi?” sorusu ortaya atıldı. Yönetim Kurulu Üyeleri hep bir ağızdan “Biz global anlamda değerlendirdik” şeklinde açıklama telaşesine düşerken, Yönetim Kurulu Üyesi Ergun Hadi Türkay’ın “Bu soruyu sormak bile bence büyük kabiliyet gerektiriyor” şeklindeki sert çıkışında yer alan “soruyu beğenmeme ve soranı ezme” edası birkaç saniyelik soğuk rüzgar estirdi. Hemen onun yanında oturan Bursa Çimento Genel Müdürü Mürsel Öztürk durumu anlayıp, “Türkiye’den bakıldığında bu ülkeler görülüyor, dışarıdan bakılsa Türkiye yatırım için cazip görülüyor” açıklamasıyla ortamı yatıştırdı. Bunun üzerine ilgisi dağılan gazeteciler kendi arasında kaynaşmaya, kikirdemeye, mırıldanmaya başladı. Bu lakaytlık yönetimin gözünden kaçmamış olsa da ceket yerine “basına dokunan yanar” ilkesini giyinmiş olan üyeler pek ses etmedi.
Toplantı bittiğinde hepsi de kendi düğününden yeni çıkmış gelin ve damat edasındaydı. Yani başlarına neyin geldiğini veya geleceğini, ne kadar oynayıp, ne kadar altın topladıklarını kestiremeyecek halde…
Sonuç olarak bilen ancak bildiğini anlatamayan BUSİAD, bilmiyormuş gibi görünmekten kendini kurtaramadı…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder