Bildiğim tek karbon, fotokopi makinelerinin olmadığı dönemlerde kopyalama görevi gören bir yüzü parlak karbon kağıtlardı.
Devir değişti… Cehalet aynı kalmasın bari…
Karbon elyaf diye bir şey var…
Akkök Şirketler Grubu’na bağlı Aksa, Yalova’da üretiyor…
Önceki gün Yalova’da “Sıradaki Endüstri Devrimi ve Türkiye’nin Fırsatları: Kompozit & Karbon Elyaf” başlıklı toplantılar dizisinin ilki yapıldı. Kompozit ile karbon elyaf endüstrisinin Türk ekonomisi için taşıdığı fırsatlar tartışıldı.
Tartışıldı tartışılmasına da tartışmanın ne kadarını anladım o ayrı mesele… Ancak bende oluşan fikir, karbon elyafı iyi bir şey…
Bir kere; rüzgar türbinlerinde, basınçlı kaplarda, otomotivde, altyapıda, yapı güçlendirmede, petrol platformlarında, denizcilik ile havacılık, spor malzemeleri üretimi ve savunma sanayi gibi farklı alanlarda kullanılabiliyor. Aksa Genel Müdürü Mustafa Yılmaz; “Saç telinden 10 kat ince, çelikten 6 kat daha dayanıklı… Bilin bakalım bu ne…” kıvamında karbon elyafı uzun uzadıya öyle bir anlattı ki, ‘Her derde devaymış, çıkışta çaktırmadan iki parça da ben yutsam da bağışıklığım güçlense’, diye düşünmeden edemedim.
"Dur vatandaş başına devlet kuşu kondu yahu"
Eskiden vapurlarda, trenlerde, kahvehanelerde olurdu… Adamın biri bir yerden çıkıverir… “Şu elimde görmüş olduğunuz…” diye başlardı… Bu ekol Türkiye’de satış pazarlama birimlerinin oluşmasının tohumlarını atmıştır… Piri de tanıdık biridir…