1 Haziran 2010 Salı

Ah Zoo....

Haftasonu… Hava güzel… Sanayi bölgeleri kapalı… Yapılacak şey görevime farklı alanlarda devam etmek…


Tıpkı insanların yaptığı gibi hayvanat taifesinde de ‘gücü yeten yetene’ gibi bir durum söz konusu olsa da, benim de mensubu olduğum bu camiadan belki faydalı bir bilgi edinirim düşüncesiyle Bursa Hayvanat Bahçesi’ne gittim… Niyetim konuşabilenlerle konuşmak, koklaşabilenlerle koklaşmaktı…

Bursa Zoo, Avrupa Hayvanat Bahçesi ve Akvaryumlar Birliği (EAZA) üyesi bir park. Cümlenin içinde “Avrupa, Birlik” kelimeleri geçince tabii benim gibi akıllı bir köpek gayrete gelip sıcağa rağmen Zoo yolunu tutuyor…

Heyhat!
Bahçeyi buldum ama hayvanatı göremedim…
Zoo’daki en değişik ve hareketli hayvan grubu bir tür maymundu, onların da edep yeri açık olduğundan bakmadım…





Bursaspor’un şampiyonluğunu kutlamaya giden timsahlar ise kısa çöpü çeken acemi bir timsahı “Gelenlere ayıp olmasın, bir şey yapmasan da kendini göster, burada timsah yok demesinler” diye tembihleyerek ortadan kaybolmuşlar… Timsahların arazi olduğunu gören yılanlar da anladığım kadarıyla kafesteki kör yılana ses etmeden kaçıp İKEA’ya köfte yemeye gitmiş.

Velhasıl yılanlar ve sürüngenler bölümünde bu iki nefes alıp veren faniden başka mahlukat gözüme çarpmadı. Görmediğim şeye var diyemem…

Hayvanların bir kısmı da sıcaktan olsa gerek buldukları gölgeliğe sinmiş, “Biri bizi görmeye mi geldi, nezaketen iki salınayım da gönülleri olsun” derdinde değildi…

İsveç’in kül bulutlarının etkisiyle olsa gerek çamaşır suyuna batırılmış göynek gibi rengi kaçmış birkaç flamingoyu ise görmedim desem yalan olur…





Hakkındaki “Yavrusunu severken öldürdü!” suçlamasıyla Bursa Zoo’da müebbete mahkum edilen bir boz ayı ise orada bulunduğu süreyi boş geçirmeyerek, Uzak Doğu mistisizmine kendini kaptırmış, “İçinde bulunduğu kabın rengini alma” gibi bir inanca saplanarak müebbet hapisliğin hayvan zihnini en az içinde bulunduğu su kadar bulanıklaştırabileceğini kanıtlıyordu…



Zoo’nun geri kalan kısmında ise kuzenim Dobi'nin köyündeki Erdoğan Amca’nın kurbanlık danalarından, hörgüç yoksunu birkaç deveyi dikizleyen meraklı devekuşlarından, yük taşıma alanında tedavülden kalkmış at ve eşek türlerinden bolca mevcuttu…



Kartallar ise Bursaspor yenilgisinden sonra ortak bir kararla bir sonraki lige kadar ortalarda görünmemeyi seçmiş…

Velhasıl ne benim kayıp kemik, ne de Kobi hakkında buradaki zevattan bir kelime bilgi alamadım…
Araştırmalarım sürecek…

Yarın ise;
“Gemliğe doğru
Denizi göreceksin;
Sakın şaşırma”

günü…

1 yorum:

  1. Bursa hayvanat bahçesini farklı bir bakış açısıyla tekrar gezmiş oldum kaleminize sağlık... Değişik bir bakış açısı getirmişşiniz... çok teşekkürler

    YanıtlaSil